Hürriyet

18 Haziran 2014 Çarşamba

A AA İSPANYA ÇIKAMADI!


         Gruplarla ilgili yazılarımı yazarken, ülkelerin elemelerdeki performansları, futbol anlayışları ve yeni düzeni nasıl ön gördüklerini incelemeye özen göstermiştim.
Gördüğüm en önemli şey, futbol anlayışının her nesil, her dönem değiştiği ve takımların her Dünya Kupası’nda buna uymak zorunda olduğu. 4 senede bir yapılan bu organizasyonda başarılı olmanın yolu, futbol neslini iyi okuyup, buna iyi adapte olmaktan geçiyor.

Genelde Avrupa futboluna göre daha az platform bulan Güney Amerika ve Afrika ülke takımları bu tip değişikliklere çok daha rahat adapte olabiliyor. Avrupa futbolundaki tembellik, beklentileri bozan ana neden denilebilir.

Elemeler boyunca İspanya’yı gözledim. Hiç bir değişiklik olmayan oyun sistemi tiki-taka’nın işlemediğini görmeleri için Dünya Kupası’ndan elenmeyi beklemeleri çok yazık. Bu sezon Messi’ye rağmen Barcelona’da da işlemeyen sistem, artık kazanmak için yeterli olmuyor. Hatta futbolu sirk kurallarına göre oynayan, top cambazları Güney Amerika takımları gibi ekiplere karşı bunun sonucu; 2 pastan sonra pozisyon kaybı oluyor.

İspanya, şaşırtan değil bence beklenen sonucu aldı.

Bir kaç sezondur bağıra bağıra gelen Alman ekolünü ya da bireysel yeteneklerin de öne çıktığı, takım olmanın, koordineli olmanın öneminin arttığı, hatta fizik gücünün önünün çok açıldığı değişiklikleri göremeyen boğalar için tartışmasız sürpriz olmayan bir veda oldu.

Şili maç boyunca üstün futbol kalitesi, hızı ve isteğiyle adeta şov yaparken, onların hızından korunmaya çabalarken, topu Şili futbolcularından uzak tutmaya çalışmaktan başka bir şey yapamadı İspanyol ekip. Üstelik bunu da başaramadılar.
Bu kocaman bir platform. Dünyanın seni gözlediği, değerlendirdiği, hatta sürekli eleştirmek için tetikte beklediği bir coşku ortamı. Yeni düzenlere karşı kafa yormak için çok tembelsen, karşındaki rakibi küçümseyecek kadar kibirliysen, sonuçları için her zaman hazırlıklı olmalısın.


Niyetim düşene tekme atmak değil. Ancak bazı eksikleri görmenin, buna göre de haksız kazançlara kol açar halde sevinmeyi bırakmanın önemine inanıyorum. Çalışırsanız, kazanırsınız. İsterseniz, kazanırsınız. Gözlerseniz ve aklınızı kullanırsanız, kazanırsınız.

Adidas nasıl demişti;  ‘Impossible is Nothing’.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder