- Didier Drogba Üzerine -
Yeşil
sahaya adım attığında, zemini sarsan güçler vardır futbolda. Herkesin yüzünü
yönüne çevirdiği, merakla ve heyecanla, kuşanılmış olan yetenekleri izlemeyi
beklediği anlarla dolu maçları yaratan
adamlar vardır. Güç; tarifi olmayan bir akım olmaktan çıkar o an. Güç;
serilir sere serpe tüm stada. Herkesin gölgesinden korktuğu bir kalp atışını
sahneye alır maç, o güç serbest kaldığında. Siyah inci, Afrika'nın bütün
kudretini, tanka benzeyen fiziğiyle sokuverir bir anda oyuna. İşte o an,
evrenin en kontrol edilebilir güçlerinden birine saygıyla eğilir seyirci: Didier Drogba'ya.
Chelsea'ye
adım attığında, bizleri Premier'de neler yapabileceği hakkında merak içinde
bırakmadığına çok sevinmiştim. Maradona gibi Sheffield United teklifiyle
değişebilecek bir oyun tarzından uzak durmadığı için onlarca kez şükretmiştim.
Çünkü hep içimde kalmıştır, herkes gibi belki de; ada başkadır. Orada futbol
başkadır. Ayak uydurmak zordur, sizin verecekleriniz olduğu gibi, Premier'in
size bahşettikleri kolay kolay tecrübe edilemez ufuklardır. Maradona adayı
reddettiğinde, ya da reddedilmesi sağlandığında; dünya seyir zevkine büyük bir
balta vurulduğunu acıyla kabul etmek zorunda kaldı bütün hayranları.
Drogba
dünyanın en çılgın, korkusuz ve garip bir şekilde deneyimlemeye düşkün olan
nadir futbolcularından sanırım. Onun için farklı atmosferler, farklı oyun
tarzları, farklı yengiler, kazançlar hep en önde gelmiştir. Kariyeri de buna
örnektir. Sadakati, kaptanı olduğu Fildişi Sahilleri Milli takımına kuşkusuz.
Kulüpler, onun için değiştirmeye adım attığı diğer aşkları oluyor hep. Ama onun
için söylenilen değişmez gerçek;
'gittiği takımı, kendi takımı' yapma becerisidir. Bu sevgi dolu
olmasından, insanlığı anlamında kuşku götürmez kalitedeki karakterinden, saha
içindeki zarafetinden, futbola olan aşkından, kazanmak için asla vazgeçmeyen
yapısından ve topla buluştuğunda yaydığı gücünden kaynaklı olan bir özelliktir.
Lider olmak siyah incinin kanında var adeta. Sahadaki herkese hükmetmek
herkesin harcı olmadığı gibi, bu saygıyı hak ederek kazanmak da hiç bir
oyuncunun kolay kolay yapamayacağı bir şeydir elbet.
Onu
eleştirmeye kalkan onlarca insana iyi karakteri, yeteneği ve olumlu
tavırlarıyla cevap veren bir futbolcu ama aynı zamanda gelmiş geçmiş en çılgın
forvetlerden biri olmayı da başarıyor aynı zamanda. Drogba yeri
doldurulamayacak, gelen herkesin, onunla aynı kulvarda buluşamayacağı bir
paralelde yaşıyor sanki. Futbol için var olan bir adam olarak, tüm yönlerden farklı
bir rotası var her zaman.
Futbolun bile ondan vazgeçmekten
korkacağı türden bir keyif yani!
Kendine has selâmıyla tüm goller onun
gibi.
Mütemadiyen yeşil sahalar onun... yeşil
sahalar da Didier Drogba'ya sahipmiş gibi sanki.