-Alman Futbol Ekolü Üzerine-
Disiplin, disiplin, disiplin!
Bu, Almanlar’ın her alandaki
ekolüne verilen üçleme başlıktır. Günlük hayatlarına bile bunu taşımış olan bir
toplumdan çıkan futbol ekolü de tam olarak bu başlığın anlamını yansıtır.
Alman futbol ekolünde takımlar
kendini dünyaya oyundan hiç kopmayan, 10 gol yemişse bile aynı disiplin ve oyun
düzeniyle oyunu tamamlayan ekipler olarak tanındılar. Öyle ki Amerika bile 50’li yıllardan, 90’lı yıllara
kadar baskın olan Alman futboluyla tanıdılar, daha sonraları ‘soccer’
diyecekleri bu sporu. Bu dönemin güçlü etkisini, hiç de yanlış olmayan bir
tanımlamayla Gary Lineker güzelce özetlemiştir.
"Futbol 90 dakikadir ve sonunda hep Almanlar kazanir.”
Geçtiğimiz bir kaç yıl Latin
futbolcuların getirdikleri ‘hız’ düzeni, Alman disiplinin önüne geçse de, yenilenen
ve modifiye edilmiş Alman futbol ekolü, yeni dönemi getirmek üzere gibi.
Güçlü, yetenekli, hızlı ve güvenli;
herşeyden önce ‘takım’ olmayı her koşulda unutmayan bir düzenden bahsediyorum.
Kazanmanın bireyselliğe dayalı olmadığı bir düzenden.
Pele, Maradona gibi bireysel
özellikleriyle maç kazandıran futbolculardan arınmış, takımda her futbolcunun,
zincir halkası olduğu, hepsinin aynı derece de sorumluluk aldığı bir düzen
Alman ekolü.
Sahada bir 11 düşünün.
Üç bölgeye bölünmüş, ancak bu üç
bölgede içinde detaylı yerleşimlere sahip.
Almanlar bunu her bölge de birer
tane beyin olarak düşünmüşler. Bir lider ve bölgeyi hareket ettiren diğer güçlü
panzerler olarak takımı kurarlar. Defans neredeyse hiç hata yapmaz. Yani
futbolun en az gol yiyen takımları Alman takımlarıdır demek bu. Buna rağmen
tıpkı Bayern Munich ve Barça’nın Şampiyonlar Lig’i Yarı Final oyununda
izlediğimiz gibi; çok güçlü, hızlı ve düzenli counter çıkışları vardır.
Alman futbol ekolü uzun yıllardır
kendisini Milli takımıyla da eksiksiz göstermektedir. Alman futbolu bu nedenden
ötürü izlenmesi zevkli, sürekli adrenalin yaratan, güçlü, ateşleyen bir
yapıdadır. Kendine has bir ekolün, takım disiplinin en net görüldüğü birliktir.
Alman Milli takımı da bu nedenlerden dolayı her zaman “tutkulu” olarak bilinir.
Çünkü her alanda olduğu gibi Alman’lar gücün ve mücadelenin hala derin temsilini
devam ettirmektedirler.
Bu akım Türkiye, İtalya gibi fizik
gücü isteyen, bölgesel düzenin önemli olduğu liglerde de etkisini göstermektedir.
Bunda alt yapıların çoğunun, Almanya takımlarından çıkması da etkilidir
elbette. Bayern Munich, Schalke, Köln
gibi takımlar bizlere çok etkin bir şekilde, ekolün mantığını anlatmaktadır.
Alman takımlarını gözlemlemek
kolaydır, çünkü her zaman ne yaptıklarını bilirler; ancak onların doğrularını
uygulamak her yiğidin harcı değildir. Ne olursa olsun bozulmamayı, “ kahraman”
değil, “takım” olmayı, yardımı, bir ordu gibi mücadele etmeyi amaçlar Alman
futbolu.
İşte bu yüzden ekol Alman olunca,
herkes bir şeyin geleceğinden emindir;
Başarı!