Hürriyet

16 Aralık 2013 Pazartesi

HERŞEYE ÇARE SİYAH İNCİ; DROGBA

Bu futbol extradaki ilk yazım :) Umarım en iyileri, daha iyileri heo olur ve sizler de beğenirsiniz;


Kudretiyle zemini sarsan güçler vardır futbolda...
Herkesin merakla ve heyecanla, izlemeyi beklediği adamlar vardır...
 Güç; tarifi olmayan bir akım olmaktan çıkar o an. Güç; serilir sere serpe tüm stada. Herkesin gölgesinden korktuğu bir kalp atışını sahneye alır maç, o güç serbest kaldığında. Siyah inci, Afrika'nın bütün kudretini, tanka benzeyen fiziğiyle dahil eder bir anda oyuna. İşte o an, evrenin en kontrol edilebilir güçlerinden birine saygıyla eğilir seyirci: Didier Drogba'ya. 
Yeşil sahada sizi büyüler. Hatta çoğu kişi defansa saldığı korku nedeniyle “silah” lakabını takar ona. Ama bunların ötesinde, Drogba başka şeyleri ifade eder bilenlere; gücü, aklı, iyi niyeti, kudreti, sevgiyi, lider olabilmeyi.
 Drogba dünyanın en etkili insanlarından biri olarak kabul görmeye başladığında, milli takımı Fildişi Sahilleri’yle kazandığı bir maçın hemen ardındaydı.  5 yaşından beri başka ülkede olmasına rağmen, kendi topraklarına, kendi ailesine ve insanlarına sahip çıkma konusundaki direnişi takdire şayandı.

Drogba, tüm dünyaca sivil savaşın kahramanı ve futbolu, ülkesinin siyasetini yönlendirmek için kullanan yürekli bir adam olarak tanınır. Kendi insanı onu bi kaç nesildir idol olarak kabul eder. Adını verdikleri sokaklarla, ilerideki nesiller için de aynı şekilde kalmasına çaba gösterirler.
Dünya kadar zenginliğini, sömürgecileri Fransa yüzünden kullanamamış, bu kaynakları yönetmek için tecrübe kazanmamış olan Fildişi Sahilleri; bağımsızlıklarını kazandıktan sonra, yönetimsel anlamda üstünlük için savaştı. İç savaş herkesin içini acıtırken. Eboue, Drogba, Toure, Zokora, Kalou gibi futbolculara sahip topraklar, canlarını yaktığı bronz insanlarını kendisi için savaşmaya davet etti yakın zamanda. Hükümet için seçimle çözüm bulma istediğinde olan insanları, kanıtlanamayan haliyle Fransa tarafından silahlandırılan kalabalıklarca kaçmaya zorlanırken, iletişim gücü olan milli takım, Drogba’nın liderliğinde bir mesaj vererek bu davete cevap verdi. 2005 yılında, Fildişi’nin galip geldiği Sudan maçı ardından ekranlarda insanlar, diz çökmüş futbolcuların görüntüsü eşliğinde şu sözleri dinledi:



"Bayanlar baylar, Fildişi Sahili'nin kuzeyindekiler, güneyindekiler, merkezindekiler, batısındakiler... Biz bugün tüm Fildişi halkının bir arada varolabileceğini, tek bir amaç uğruna oynayabileceğini gösterdik. Biz kutlamaların insanları birleştireceğinin sözünü verdik. Size dizlerimizin üzerinde yalvarıyoruz... Affedin! Afrika'da bunca zenginliğe sahip bir ülke savaşa sürüklenmemeli. Lütfen silahlarınızı bırakın. Seçimlere gidin. Hepimiz kardeşiz. Birlikte yaşayabiliriz ve 1 kişinin daha ölmesine tahammülümüz yok."

Drogba, aynı şekilde bir kaç yerde daha buna benzer konuşma yapmış, sivil savaş içindeki ülkesinin uyanışını tetiklemiştir. Ülkenin heryerinde gezen resimleri, duvar temsilleri, boyamaları onu sivil savaşa karşı direnişin lideri yapmıştır. Silahlanmanın rutinini değiştirebilmiş, kurduğu yarıdm fonu ve sergilediği yaşayış biçimiyle ülkesi için göz ardı edilemez bir örnek oluşturmuştur. Hala bile Fildişi hükümeti tarafından fikirlerinin değerli bulunduğu bir konumda olmasına hatta seçime girmesi halinde cumhurbaşkanı olmasını içten bile olmamasına rağmen, olduğu gibi kalmakta ısrarcıdır Drogba. Onun dediği herşeyi halk, yapılması gereken şey olarak algılamaktadır. O, bu gücü danışmanları olarak kullanmayı tercih etmiştir.  

Drogba sömürgecilikten kendini kurtarıp, topraklarına hakim olmak isteyen Fildişi halkını güçlü hissettirecek kadar gür sesliydi. Müaliflerin birbrilerini hapse attırdığı, 1999’da da asker tarafından darbenin yapıldığı Fildişi, 1960 yılından beri aydınlanmadı demek yanlış olmaz. Ancak Drogba bir mum olarak geldi halkına, futbolu da bir şamdan olarak kullandı. Aydınlığın altına sığınmak isteyen insanlar, şiddetten kaçtı, hırstan ve nefretten uzak kaldı. Sürekli olarak bölünmek için bahane arayan lanetli kara topraklar dur durak bilmeden kan emerken Drogba, milli takımı, futbolu ve başarılarını bir dua, herkes için teselli olarak kullandı.

John MeShane tarafından yazılan “Portrait of a Hero” adlı kitabının ön sözü sahibi Mourinho, Drogba’dan bahsederken, onu çok güzel özetlemiştir; “Didier özel bir insan. Ve her zaman söylediğim gibi inanilmaz bir oyuncu. Ama hepsinden önemlisi dünya üzerinde yaptiklari ile, Afrika’nin insani olarak, Fildişi Sahilleri icin bir öncü olarak, bir baba olarak, bir evlat ve bir arkadaş olarak çok özel bir insan Didier. Ve sadece bazilarimiz onu hayatimizin icine alabilecek kadar şansli olabildik.”

Drogba sadık karakter yapısını sadece takımında değil, ülkesine olan hassasiyetiyle de kanıtlamış özel bi insandı. O özeldi, ülkesi özeldi, yaptıkları özeldi, golleri özeldi. Drogba’nın golden sonra, kusursuz kollarını gererek açması, seyirciyi selamlaması, dizlerinin üzerinde yeşili çizişi de özeldir. Drogba tüm bu özelliklerine rağmen alçak gönüllü olabildiği için de eşsizdir.
Halkı için vazgeçilmez bir karakterin, dünya üzerinde “en etkili” isimlerden biri olması şaşılacak bir durum değil elbette. Ancak sahada “silah” olarak nitelendirilen bir gücün, yumuşacık kalbiyle milyonları kendine hayran bırakması, eşi benzeri olmayan bir örnektir. Gücü, cesareti yanında, saha içindeki yardım severliği, centilmenliği açısından da sürekli konuşulan bir isim olmuştur Siyah İnci.


"Futbol, ateşli silahlar kullanmadan yapılan bir savaştır." Bobby Robson’ın kendisine ait olan sözü futbolun aslında ne büyük bir silah olabileceğinin kısa özetidir sadece. İşte bu gücü bilen Drogba’nın, şimdiye kadar futbolu kontrol eden siyasete karşı, aksini gerçekleştirecek şekilde futbolu yönlendirmesi tarihte eşine rastlanılmayan bir süreci kapsar. Futbol insanları bölen değil, birleştiren bir güçtür onun için. Dünyaya bakış açısını oyununda, yaptıklarında, parasını nereye harcadığında ya da bakışlarında görmek mümkündür.

Sivil savaşı bitiren adam olarak anılması abartı değildir. Kakao ülkesinin kralı, dünyaya aslında “etki” nin ve “doğru” olmanın ne demek olduğunu öğreten duruşuyla, tarih kitaplarına; savaş galibi bir komutanla aynı hizada geçmelidir.
Siyah inci bir efsanedir. Kabul edilsin ya da edilmesin, sadece futbolu güzelleştiren değil, ülkesini ve dünyayı güzelleştiren bir adam olarak anılacaktır.
Dedik ya işte... kudretiyle zemini sarsan güçler vardır futbolda ve... dünyada. Bunun ruh bulmuş hali de; Didier Drogba’dır.  




4 yorum:

  1. Süper olmuş :) Devamını bekliyoruz *.*

    YanıtlaSil
  2. Futboldan hiç anlamam ona rağmen yazı ilgimi çekti:) güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim :) bu yazı futboldan öte bi insanlık konusu içerdiğinden ilginizi çekmiş bence :) tekrar çok teşekkür ederim.

      Sil