Bu futbol extradaki ilk yazım :) Umarım en iyileri, daha iyileri heo olur ve sizler de beğenirsiniz;
Kudretiyle zemini
sarsan güçler vardır futbolda...
Herkesin merakla
ve heyecanla, izlemeyi beklediği adamlar vardır...
Güç; tarifi olmayan bir akım olmaktan çıkar o
an. Güç; serilir sere serpe tüm stada. Herkesin gölgesinden korktuğu bir kalp
atışını sahneye alır maç, o güç serbest kaldığında. Siyah inci, Afrika'nın
bütün kudretini, tanka benzeyen fiziğiyle dahil eder bir anda oyuna. İşte o an,
evrenin en kontrol edilebilir güçlerinden birine saygıyla eğilir seyirci: Didier Drogba'ya.
Yeşil sahada sizi
büyüler. Hatta çoğu kişi defansa saldığı korku nedeniyle “silah” lakabını takar
ona. Ama bunların ötesinde, Drogba başka şeyleri ifade eder bilenlere; gücü,
aklı, iyi niyeti, kudreti, sevgiyi, lider olabilmeyi.
Drogba dünyanın en etkili insanlarından biri
olarak kabul görmeye başladığında, milli takımı Fildişi Sahilleri’yle kazandığı
bir maçın hemen ardındaydı. 5 yaşından
beri başka ülkede olmasına rağmen, kendi topraklarına, kendi ailesine ve
insanlarına sahip çıkma konusundaki direnişi takdire şayandı.
Drogba, tüm
dünyaca sivil savaşın kahramanı ve futbolu, ülkesinin siyasetini yönlendirmek
için kullanan yürekli bir adam olarak tanınır. Kendi insanı onu bi kaç nesildir
idol olarak kabul eder. Adını verdikleri sokaklarla, ilerideki nesiller için de
aynı şekilde kalmasına çaba gösterirler.
Dünya kadar
zenginliğini, sömürgecileri Fransa yüzünden kullanamamış, bu kaynakları
yönetmek için tecrübe kazanmamış olan Fildişi Sahilleri; bağımsızlıklarını
kazandıktan sonra, yönetimsel anlamda üstünlük için savaştı. İç savaş herkesin
içini acıtırken. Eboue, Drogba, Toure, Zokora, Kalou gibi futbolculara sahip
topraklar, canlarını yaktığı bronz insanlarını kendisi için savaşmaya davet
etti yakın zamanda. Hükümet için seçimle çözüm bulma istediğinde olan
insanları, kanıtlanamayan haliyle Fransa tarafından silahlandırılan
kalabalıklarca kaçmaya zorlanırken, iletişim gücü olan milli takım, Drogba’nın
liderliğinde bir mesaj vererek bu davete cevap verdi. 2005 yılında, Fildişi’nin
galip geldiği Sudan maçı ardından ekranlarda insanlar, diz çökmüş futbolcuların
görüntüsü eşliğinde şu sözleri dinledi:
"Bayanlar baylar, Fildişi Sahili'nin kuzeyindekiler,
güneyindekiler, merkezindekiler, batısındakiler... Biz bugün tüm Fildişi
halkının bir arada varolabileceğini, tek bir amaç uğruna oynayabileceğini
gösterdik. Biz kutlamaların insanları birleştireceğinin sözünü verdik. Size
dizlerimizin üzerinde yalvarıyoruz... Affedin! Afrika'da bunca zenginliğe sahip
bir ülke savaşa sürüklenmemeli. Lütfen silahlarınızı bırakın. Seçimlere gidin.
Hepimiz kardeşiz. Birlikte yaşayabiliriz ve 1 kişinin daha ölmesine
tahammülümüz yok."
Drogba, aynı şekilde
bir kaç yerde daha buna benzer konuşma yapmış, sivil savaş içindeki ülkesinin
uyanışını tetiklemiştir. Ülkenin heryerinde gezen resimleri, duvar temsilleri,
boyamaları onu sivil savaşa karşı direnişin lideri yapmıştır. Silahlanmanın
rutinini değiştirebilmiş, kurduğu yarıdm fonu ve sergilediği yaşayış biçimiyle
ülkesi için göz ardı edilemez bir örnek oluşturmuştur. Hala bile Fildişi
hükümeti tarafından fikirlerinin değerli bulunduğu bir konumda olmasına hatta
seçime girmesi halinde cumhurbaşkanı olmasını içten bile olmamasına rağmen,
olduğu gibi kalmakta ısrarcıdır Drogba. Onun dediği herşeyi halk, yapılması
gereken şey olarak algılamaktadır. O, bu gücü danışmanları olarak kullanmayı
tercih etmiştir.
Drogba
sömürgecilikten kendini kurtarıp, topraklarına hakim olmak isteyen Fildişi
halkını güçlü hissettirecek kadar gür sesliydi. Müaliflerin birbrilerini hapse
attırdığı, 1999’da da asker tarafından darbenin yapıldığı Fildişi, 1960
yılından beri aydınlanmadı demek yanlış olmaz. Ancak Drogba bir mum olarak
geldi halkına, futbolu da bir şamdan olarak kullandı. Aydınlığın altına
sığınmak isteyen insanlar, şiddetten kaçtı, hırstan ve nefretten uzak kaldı.
Sürekli olarak bölünmek için bahane arayan lanetli kara topraklar dur durak
bilmeden kan emerken Drogba, milli takımı, futbolu ve başarılarını bir dua,
herkes için teselli olarak kullandı.
John MeShane
tarafından yazılan “Portrait of a Hero” adlı kitabının ön sözü sahibi Mourinho,
Drogba’dan bahsederken, onu çok güzel özetlemiştir; “Didier özel bir insan. Ve her zaman söylediğim gibi inanilmaz bir
oyuncu. Ama hepsinden önemlisi dünya üzerinde yaptiklari ile, Afrika’nin insani
olarak, Fildişi Sahilleri icin bir öncü olarak, bir baba olarak, bir evlat ve
bir arkadaş olarak çok özel bir insan Didier. Ve sadece bazilarimiz onu hayatimizin
icine alabilecek kadar şansli olabildik.”
Drogba sadık
karakter yapısını sadece takımında değil, ülkesine olan hassasiyetiyle de
kanıtlamış özel bi insandı. O özeldi, ülkesi özeldi, yaptıkları özeldi, golleri
özeldi. Drogba’nın golden sonra, kusursuz kollarını gererek açması, seyirciyi
selamlaması, dizlerinin üzerinde yeşili çizişi de özeldir. Drogba tüm bu
özelliklerine rağmen alçak gönüllü olabildiği için de eşsizdir.
Halkı için
vazgeçilmez bir karakterin, dünya üzerinde “en etkili” isimlerden biri olması
şaşılacak bir durum değil elbette. Ancak sahada “silah” olarak nitelendirilen
bir gücün, yumuşacık kalbiyle milyonları kendine hayran bırakması, eşi benzeri
olmayan bir örnektir. Gücü, cesareti yanında, saha içindeki yardım severliği,
centilmenliği açısından da sürekli konuşulan bir isim olmuştur Siyah İnci.
Sivil savaşı
bitiren adam olarak anılması abartı değildir. Kakao ülkesinin kralı, dünyaya
aslında “etki” nin ve “doğru” olmanın ne demek olduğunu öğreten duruşuyla,
tarih kitaplarına; savaş galibi bir komutanla aynı hizada geçmelidir.
Siyah inci bir
efsanedir. Kabul edilsin ya da edilmesin, sadece futbolu güzelleştiren değil,
ülkesini ve dünyayı güzelleştiren bir adam olarak anılacaktır.
Dedik ya işte...
kudretiyle zemini sarsan güçler vardır futbolda ve... dünyada. Bunun ruh bulmuş
hali de; Didier Drogba’dır.
Süper olmuş :) Devamını bekliyoruz *.*
YanıtlaSilteşekkürler, yazıcam! :)
SilFutboldan hiç anlamam ona rağmen yazı ilgimi çekti:) güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilteşekkür ederim :) bu yazı futboldan öte bi insanlık konusu içerdiğinden ilginizi çekmiş bence :) tekrar çok teşekkür ederim.
Sil