Hürriyet

15 Şubat 2013 Cuma

JORDAN’DAN KISSADAN HİSSE




-Michael Jordan üzerine-

            Michael Jordan demek; onlarca hikaye, başarı, kupa demektir. Ama bunun yanında o, aynı zamanda, romanlara konu olacak bir hayatın adamıdır. Yaşadıkları, kazandıkları, en önemlisi de kararlarıyla uzun yıllar gündeme oturmayı başarmış, eşsiz bir sporcudur.

            NBA tarihinin belki de en efsanevi adamlarından biri olarak Jordan,  tüm kariyeri boyunca bizi bir çok yolla şaşırttı. Basketbol içindeki showları, yeteneği, karakterindeki zarafet ve benzeri olmayan oyun zekasıyla ama en çok da kararlarıyla. Bu yazı aslında temel olarak bu kararlarından birini ele alacak: Beyzbola geçişini.

            Dünyanın en iyi defansif oyuncusu ve aynı zamanda da en iyi şutör guardı olan bir adam, Chicago Bulls’un başarılarının hemen ardında, neden kariyerine ‘dur!’ demek ister ki? Jordan’ın kararlarının şaşırtıcılığı da, düzenli olarak bu soruyu sordurmayı başarmasından ileri gelir. 

            Başarılı oldum çünkü hayatım boyunca kaybettim.’ demişti bir keresinde. Lincoln’e gönderme yapardı bu cümle açıkça. Yani başkanın tıpkı kendisi gibi, garip işlerdi düşünceleri, hisleri. Anlamak pek kolay olmazdı geri kalan ‘sıradan’ insanlar için. Babası James Jordan’ın arabasında, göğsünde bir mermiyle bulunduğu haberi geldiğinde de bu anlaşılmaz duygu gel gitlerini yaşamaya başlamıştı.

            Michael Jordan basketbolda yetenekliydi kuşkusuz ama insanların onu hatırlıyor olmasının bir diğer yanı da  ‘özgüveni’ olmuştur. O, babasının anısını yaşatmak, kafasını dağıtmak için, hiç bilmediği, muhtemelen en küçükken sokakta oynayarak öğrendiği bir sporu yapmak için çıktı yola. 

            Başarısız oldu, uzun bir süre de bu başarısızlık istikrarlı bir şekilde onu takip etti. Ama o yılmadı, hergün sabahın köründe antrenmana gidip, beyzbolu daha iyi oynamak için çalışıyordu. Babası için, oynamış olmayı diliyordu. Kötü oynamaya devam ediyordu, eleştiriler kesilmiyor, tüm dergiler, onun takımıyla ve oyunla dalga geçtiğini ima ediyordu. Buna rağmen onun ismi, birinci ligde zorla kalan takımının biletlerini sonuna kadar sattırmayı başarıyordu. 

            Michael Jordan ile bilinmesi gereken bir şey varsa; o da onun ‘vazgeçen’ tiplerden biri olmadığıdır. Jordan durdurulamaz bir hırsa sahiptir. Başarısını tüm bu başarısızlıklarda hiç yılmadan devam edebilmesine bağlıyorsa hakkı var elbet, zira bu durumun başka bir açıklaması yok gibi görünüyor.

            Sezon sonunda, nihayet takımının atış yapabilen oyuncularından biri olan Jordan, anlık bir kararla basın toplantısı düzenleyerek yeniden şaşırtmayı da başarır. Jordan beyzbolu kafasında sonlandırmış tır. Adeta 'geldiğim gibi, gitmesini de bilirim.' diyerek, tüm beyzbol macerasına elvadaya hazırlanmıştır. Bu tatil niteliğindeki ara, onu yeniden diriltmiştir. Basın toplantısında söylediği şey, tüm basketbol camiası için özel ve mutluluk verici olmuştur; 

‘Geri döndüm.’




1 yorum:

  1. Futbol disinda olunca ben de okuyabiliyorum Zumrutum... ;)
    Guzel, devam....

    YanıtlaSil