Hürriyet

20 Ağustos 2013 Salı

#DİRENEN TARAFTAR...



Sezonun da başlamasıyla, yasaklara, engellemelere, mualif görüşlere karşı “dur” deme eylemlerine karşın; “DİRENİŞ” naralarıyla doluyor statlar. Ne güzeldir ki, başka yerde gazlanarak aranan hak, mualif görüşün bağırılabilindiği bir halk ortamı var stattlarda. Neredeyse yüzyıldır baskıyla futbolu sahiplenmeye çalışan diktatörlerin sürekli öğrenmek zorunda kaldığı gerçek yeniden ispatlanıyor; “futbol halkındır!”. S. Anglesey’in Diktatörler ve Futbol adındaki kitabı bunun onlarca örneğiyle dolu. 

Futbol ve statlar...

Gerçek halkı orada görürüsünüz. Fakirini, zenginini, herkesin eşitlendiği tribünlerde görürsünüz gerçek insanları. Bütünlüğü ve Milli bütünlüğü de. 

Bu yazıyı; Galatasaray – Gaziantep maçındaki güzel futbola rağmen tribünlerde yaşanan çirkin olaylarla donatmak istediğim halde, anlatmak istediklerim bunu aştı. Ancak tribünlerin halkın sesi olma görevini hiçe sayan işgüzar yönlenimli taraftar gruplarınca susturulmaya çalışılması kabul edilebilir gibi değil. Asla gücün ve iktidarın köpeği olmaması gereken futbol taraftarı, doğruyu savunan, insanı savunan, bilinçli insan toplulukları olma görevinden vazgeçmemelidir. 

Öyle olduğunun kanıtı da çoktur tüm dünyada ve tarihde Türkiye’de.
Yeri gelir Kıbrıs için bağırırsın, yeri gelir Filiştin. Yeri gelir Brezilya için bağırırsın, yeri gelir Mısır. Ölen insanlara karşı durursun. Ölmesinler! Diye bağırırsın. Ya da günümüzde “direniş” protestolarının nedeni olduğu gibi; kendi insanına yapılan zulme karşı, iktidara ayaklanırsın! 

Futbol budur. Yeşil sahada senin takımın top koşturur, kazanmak ya da kaybetmek üzerine oynar; sen de onu iterken, sosyal konuların tepkisini verirsin. Bu insan olan her kişinin hisseedip, o atmosferin birlik hissiyle yapması gereken yazısız futbol kurallarından biridir.
Tarih futbolun siyasallaşmaktan, sosyal konulara dahil olmaktan uzak kalamayacağını kanıtlamıştır. 

Yani, Simon Kuper’in dediği gibi “futbol asla sadece futbol değildir” sözü çoktan ispatlanmıştır. 

Dünyanın en çok anlamı bir arada yaşayabildiğiniz alanlarından biri olan statlar; futbol sayesinde “halk” için kalmayı herşeye rağmen başarmış bugüne kadar. Yani içinde bulunduğumuz ortam da bunu kanıtlamak için biçilmiş kaftan. 

Güney Amerika başta olmak üzere 3. Dünya ülkeleri için futbol, can kurtaran ya da kürsü haline gelebiliyor. Hatta Amerika Birleşik Devletleri dışında her ülke ve kıta için bu, yoğunlukları farklı da olsa geçerli. Tarihin her döneminde, halkın kendisini ifade etmek için edindiği alanlar halini alan stattlar, aynı zamanda bu gücü nedeniyle diktatörlerin, devlet yöneticilerinin, büyük güçlerin de göz bebeği konumunda. 

Bir zamanlar...Arjantin’de fakirlikle mücadele eden halkın isyan başlattığı, hak aradığı yerler oldu futbol. Eşitliği hissedip, iliklerine kadar futbola bağlı olan insanların, birbirlerinden güç bularak, fakirliğe karşı sokaklara dökülüp, hak aramasıyla sonuçlanmıştı maçlar. 

50’lerde Kolombiya’da mafya ve halkın bütünleşerek, diğer ülkelere karşı kendini korumaya aldığı bir güç oldu futbol. Ülkenin milli duygularını yükselten, yükselişe geçen bir ülke adına kan akan günler, Escobar’lar hakkında bir film için bile yeterli sayıda olayın meydana gelmesine neden olmuştu. 

İran’da içinde cayır cayır yanan “özgürlük” aşkı dolu halkın rejime karşı baş kaldırışı oldu futbol. Milli mücadele ardından kadınların yasak olduğu statlar, kadınlarla dolmuş; kutlamalar birbirini seven, erkek ve kadınların bir arada olduğu şölenler haline dönmüştü. Sonraki milli maçta bunu engellemek için elinden geleni yapan yönetim ise insanlarını futbolun içinde nasıl durduracağını bilemediği için paniklemişti. 

Hatta Türkiye’de bile üzerine onlarca kitaplık araştırmaların yapılmasına neden oldu futbol. Milli birliğin ve Milliyetçiliğin tavan yaptığı alanlar halini alan statlar, İstiklâl Marşı’nın yürekten okunduğu seremonileri içeriyor her maçta. 28 Şubat ardından ‘lâik’ ülkeyi korumak adına sloganların atıldığı, herkesin birbirini savunduğu, hatta PKK’nın en yoğun dönemlerinde, birlik bütünlük oluşturmanın en merkez yollarından biri olarak görüldü futbol. 

Bugün yine futbol, her ülkede kendi gücünü halktan alan piyasasıyla, gizli güç olarak kendini ispatlamaya devam ediyor. Engellemeler olsa da olmasa da özünü, var oluşundan beri hizmet ettiği amaçları korumaya devam ediyor. Yani biz diyelim ki;
 “Futbol direniyor!”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder