Hürriyet

5 Haziran 2012 Salı

EURO 2012 Günlüğü: A Grubu

Türkiye'yi izleyemiyor olsak da, tüm avrupa için olduğu gibi bizim için de büyük bir coşku EURO 2012. Bu sene Ukrayna ve Polonya'nın stadlarıyla ev sahipliği yapacağı kupa yarışının başlangıcından önce, coşku kendini göstermeye başladı bile. Dünya kupasından bile zorlu olan bu kupa, maçlarının başlangıcına da oldukça az bir zaman kaldı. Gruplar belirli ve bu gruplarda 'ölüm' grubu adı verilen bir grubu bile izleyecebileceğiz. Takımlar için beklentiler belirli seviyede olmasına rağmen, kabul etmeli ki her zaman Euro şampiyonasında sürprizler mümkündür. Tıpkı futbolun anavatanı İngiltere'nin hiç bu kupayı kaldıramamış olması gibi. 


Öncelikle günlere bölüp, 8 Haziran'a kadar gruplarla ilgili genel yorumlar yapalım istedim. 
A grubuyla herşey başlayacak. 8 Haziran Polonya ve Yunanistan; Rusya ve Çek Cumhuriyeti maçlarıyla start alacak tüm bu heyecan. Aslında müsabakanın en hafif grubu demek yanlış olmaz A grubu için. Öte yandan daha önce şampiyonluğu olan takımların da yer aldığını eklemek gerek. 


Ev Sahibi Polonya, motivasyonu yüksek ve ev sahibi olduğu için gruptan çıkmak için büyük bir enerji harcayacağa benziyor. Yıldız oyuncularla dolu bir avrupa şampiyonasında Polonya kendi topraklarında sürprizler yapmak için çok kararlı görüküyor. Szczesny gibi bir yıldızla beraber hiç değilse, en az gol yiyecek takımlardan biri olabilirler. Öte yandan gruptan çıkmayı başarsa bile ileri de onu bekleyen, gerçekten güçlü rakipler var ve bu dikenli yolda ilerlemesi okadar da mümkün görünmüyor. Yine de... kim bilir. Daha önce bir çok kere hiç beklenmedik ülkelere göndermedik mi kupaları? 


Yunanistan, grubun en güçlü takımlarından biri olarak ön planda. Gruptan çıkmak onun için imkansızı başarmak olmayacaktır muhtemelen. Güçlü, iki merkezli savunma hattıyla defansa dönük Yunan taktiği, biraz da ileri çıkmayı başarırsa alıp götürür mü acaba diye düşünmeden edemiyorum. Bu sene Chelsea bana defans temelli hiç bir taktiğin eski moda olmadığını kanıtladı ve bu nedenle, defans yaparak kazanmanın mümkünatı tartışılır gibi değil. Daha önce kupayı evine götüren takımlardan biri olarak, aşina olduğu bu atmosferde neler yapacağını merakla beklediğim takımlardan biri Yunanistan. 


Rusya, Premier ligten de tanıdığımız Arşavin gibi bir sürü güçlü ismiyle bu turnuvada sesini duyurmaya hazır gibi görünüyor. Rus futbolu da aslında dünya üzerinde tedirgin etmesi gereken tekniklerden birine sahip. Kendi içinde tutarlı, tüm oyuncuların yerlerini bildiği, bölgelerini asla değiştirmeyen, kuruluşlarıyla güçlü ama yavaş bir oyuna sahipler. Artık hızlanan trendle futbolu, kendi futbollarıyla alt üst edebilirler mi bilinmez ama gruptan çıkma ihtimalleri de en azından yüksek gibi görünüyor. 


Çek Cumhuriyeti, Baros'un performansına bağlı olarak, ileri oynayacakları bir stratejiyle çıkacaklar muhtemelen karşımıza. Sadece Baros değil, birbirinden yetenekli ve akılcı oyunculara sahip Çek Cumhuriyeti; her bölgesiyle, eğer formda olmayı başarırsa, gruptan çıkması içten bile değil. Ama yine de onların artık eskisi kadar parlak olmadığını söylemekte gerçekçi olacaktır. Yine de yukarda da Polonya için söylediğim gibi, mucizeler avrupa takımları arasındaki güç yarışı söz konusu olduğunda her zaman mümkün. 


Yarın B gurubuyla görüşmek üzere... bol futbollu günler... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder