Hürriyet

1 Ekim 2012 Pazartesi

4 Büyüğü Deviren Anadolu Fatihleri...


Bu hafta birbirinden heyecanlı maçlarla Türkiye liginin ne kadar da diri bir lig olduğunu bir kez daha gördük. Her günü keyifli yapan mücadelelerle dolu bitmez bir hafta geçirdik. Bu haftanın maçlarına genel olarak baktığımızda, büyükleri bile deviren, en etkileyici güçleri seyretme şansını bulduk; Anadolu takımlarını.

Bitmeyen enerjileri, yenmek üzerine kurulu azimleri ve etkileyici sistemleriyle, birbirinden etkili takımlar 4 büyüğü devirdi bu hafta. Gaziantepspor, Kasımpaşa, Orduspor, Mersin İY...

Bu sürekli mücadele, inanç ve disiplinli oyun kuruluşları sayesinde inanılmaz oyunlarla heyecanımıza heyecan katan bu takımlar, puan listesinde de emin adımlarla ilerliyor. Üstelik birbirinden iyi ayaklar da tanıtıyorlar bizlere ya da yeniden fark ettiriyorlar; Ben Yahia, Stepanov, Nobre, Culio, Nduka, Kabze, Stancu, Çalışkan, Çağdaş, Isaksson, Uche, Ernst, Kaplan, Dereli ve daha bir çok isim daha bu şekilde sayılabilir. 

Dünden başlayarak bu haftayı özet geçersek. 



Zaten yönetimsel olarak sorunlar yaşayan, düzensiz, isteksiz ve bitkin bir görüntü sergileyen Fenerbahçe'yi, 2 golle yenne Kasımpaşa, bu seneye herkesi derinlemesine zorlayarak başladı. Yeni kadrorusu, üzerine yapılan harcamaları, güzel tesisleri, hemencecik uyum sağlayan sistemiyle Kasımpaşa takımı, lig içinde korkulu rüyalardan biri olma yolunda ilerliyor. Üstelik teknik adamlarının olmaması gibi sarsıcı bir tranvaya karşın, senelerdir içlerinde olan yardımcı bir hocayla sistemlerini oturtup, takım olarak rakip takımın boşluklarını tespit ederek, ona göre oyun kurmayı başarmışlar. Bütün bu özenlerinin, inançlarının da karşılığını buldular. 

Trabzonspor'da Mersin karşısında bu sezonun en kötü oyununu oynayarak, sürekli olarak boş alan bırakıp; onlarca pozisyona giren Mersin İY'nın elinden son anda yırttı desek yalan olmaz. Aynı şekilde Mersin'de gerçekten isteyen, sürekli yaratıcı olabilen, kanatlarını iyi kullanan, etkili hücuma çıkabilen, pressde başarılı, tutkulu ve tüm hatlarıyla Trabzonspor'a futbol oynatmayan bir oyun sergileyerek, hakkı olan 1 puanı aldı ancak 2 puanı kaçırdı. 



Ligin lider takımı Galatasaray, şampiyonlar ligine hazırlığının, lig içinde konsantresini bozmuş olmasını bahane gösteremeyecek kadar önemli bir takım olma yolunda ilerlerken, inancıyla ders verecek kadar etkin oynayan Orduspor, namağlup ünvanına sahip tek takım kalarak, sarı kırmızılıları 2-0 devirdi. Sürekli pres yapan, topa her saniye atılan, inançlı ve kararlı Orduspor'da hakkı olan puanı alarak uğurladı GS'yi evinden. Üstelik başarılı teknik adamlarının, oyuncularını oldukça iyi tanıyarak; olağanüstü bir sistem oluşturması, takımın bütün hatlarıyla birbirine destekli oyunu da oldukça etkili bir sonuç getirmiş oldu.   



Aynı şekilde Gaziantepspor'da yaptıklar biraz önce yazdıklarımdan daha az tutkulu olsa da oldukça etkili oldu. Beşiktaş'ı deviren fatihler, aynı şekilde ligin tamamına yayılan alışkanlıkla; yani mücadeleyle puanlarını almayı başardırlar. 

Genel olarak artık Türkiye birinci liginde olan değişim; inanç meselesidir. Gelişen futbol sektörünün, parayı bulması da bunlardan biri. Ancak en önemli etki mücadele tarzının gelişimi oldu. Hiç vazgeçmeyen, takım olarak da, adam adama da savaşan, inanan, imkansızı kabul etmeyen bir futbol yapısı oluştu. Özellikle bu sene herşeyin olabileceğini bilen 4'ten fazla muhteşem ve güçlü takım; futbol sistemleriyle zevk vererek izlettiriyor kendini. 

Bu 'güzel futbol' mantığının sürekli hale gelmesini ve daha da keyifli hale gelmesini umuyorum. 

:) Herkese bol futbollu günler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder